15 Kasım 2014 Cumartesi

Kitap Yorumu: Felatun Bey İle Rakım Efendi

Blogum çok ben kokuyor. Kitaplardan uzak kalmış. Ben de kısa bir süre uzak kalmıştım zaten. Okulda kursum var. Gitmeden önce hemen postu hazırlayayım, dedim. :)

Arka Kapak
Romanda iki tipten Felatun Bey, alafranga özentileri olan, biri tipi temsil eder, çevreye karşı gülünç durumlara düşer.
Diğer tip ise bir anlamda Ahmet Mithat Efendi'nin kendisidir;
Yeniliklere açık, çalışkan, gerçekçi, yazarın idealize ettiği bir Osmanlı beyefendisi olan Rakım Efendi.

13 Kasım 2014 Perşembe

Selam Olsun Canlar :)


Bir denecik sınavım kaldı. :) Öyle mutluyum ki. Yarın da kütüphane nöbetçisiyim herhalde. Tam benlik. Sonracığıma bugün başım ağrıyor diye okuldan izin aldım. Bir baş ağrısıdır ki sormayın. Migren hastalığı olanlara Rabb'im şifa versin. Zor çok zor...
Yarın son sınavım. Hazır boşken yazayım, dedim. Geleceğime dair haber vereyim, dedim önceden.
Aslında hep buralardaydım. Okuyor ama yorum yapmıyordum o kadar. 
Babam da gelecek. Onun heyecanını yaşıyorum. Çünkü ona anlatacaklarım var. Daha doğrusu okuyacakları.  Yazarken bile heyecan yaptım.  :)

7 Kasım 2014 Cuma

Biraz Sınav Biraz Düşünceler



Ayyyyyy ne kadar yorgunum ne kadar başım ağrıyor. Her an bir uyuma modundayım. Kitap okuyamıyorum.
Sınavlarım ve düşüncelerim beni hiççççç bırakmıyor. Ders çalış, düşün, ders çalış düşün. Kafa beyin kalmadı. 
Okulda mescitte namaz kıldıktan sonra uyurum. Derste hoca serbest bıraktığında, ya da bırakmadığın da uyurum. Teneffüs aralarında uyurum. Hatta bir kere hiç uyumaksızın matematiğe çalıştım. Sınav bitti, sonu kötü gelecek biliyorum. Ve o gün full okulda uyudum. Üç saate girmedim. Eve gittim. Mışıl mışıl. Demeyin keyfime.

4 Kasım 2014 Salı

Zorluğun Arkası Kolaylıktır...


Göründüğüm gibi değilim. İçimde farklı bir ben yaşatıyorum. Kimsenin göremeyeceği bir yere odama geçip kendimle kalınca, en çokta elime kalemi ve kağıdı aldığımda ağladım kimi zaman... Sonra aynamın karşısına geçip elimin tersiyle gözlerimi silmem... Gözlerimin kızarıklığı gidince hiçbir şey olmamışcasına salona geri dönmem. Anneme gülümseyerek bakabilmem. Onca kendimle yaptığım mücadeleden sonra anneme gülümsemeyi başarabilmem. Kimisi için güç olan, bendeki alışkanlıklardan biri işte. 
Kimi zaman gece başımı yastığıma koyduğumda, kulaklığı kulağıma takip Sami Yusuf'un şarkılarını dinleyerek ağladım zaman. Tek bir kelimesinden dahi anlamazken beni alıp götürmesi. 

Kitap Yorumu: Hz. Peygamber Ve Kardeşlik Hukuku


Selamun Aleykum canlar.
Karşınızda herkesin okumasını istediğim bir kitaplayım.
Neden mi? İçeriğine bakınca anlayacağız.
Bu kitap bir yaz Kuran kursunda iken sınıfa girip sırama oturduğum önüme konulan bir kitaptı. Mutlu olmuştum. Zaten kitapları da severim.
Arka kapağına geçecek olursak Peygamber Efendimiz'in Veda Hutbesi'nden:
Bakalım ne demiş Efendimiz (s.a.v)
"Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Sonuçta bütün Müslümanlar kardeştir. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.

3 Kasım 2014 Pazartesi

Geriye Dönüş...


Hangi aydayız? Kasım. Yıl 2014. Ne kalmıştı 2013'ten? 'Sen' Ne zaman gelmiştin bana? Bir sonbahar ayı. Ekim. Aslından öncesi. Yüreğime girişlerin sessizdi. 
O zamandan haziran ayına kadar 'Sen'le olan günlerim. Yüreğimde acı hissiyatından başka bir şey bırakmadı. Özlemek özlemek özlemek. Şimdi sonbahar sensiz çok yalnız. Yoksa yalnız olan ben miyim?
Yağmur, yaprakların dökülmesi, toprağın kokusu... Hüzünden başka bir şey hatırlatmıyor. Gidişini de eklersek gelişinin yanına. Ben bu sonbaharı hiç sevmiyorum.
Hatıralar. Bir trenin acı sesi. İçinde bir yolcusu eksik. 'Sen'. Bakışlarım her trene takılı. Bir umut. Ya o trenden inerse.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Amaçsız Gezmelerim

Resim Özlem Abla'nın ikinci mekanı olan Görsel Sanatlar blogundan. :)

Bugün kursum vardı. Kurstan sonra Tarsu'ya uğrayayım, dedim. Şöyle bir kitaplara göz atmış olurum. 12:30 civarında düştüm yolla. Okula geldiğimde hocanın olmadığını öğrendim. Yani boşuna gelmiştim okula. Hoca "Doğru evinize gidin, olaylar olabilir" dedi. Ben izinliydim. Olay filan olursa benim gezeceğim saatlerde olmazdı zaten. Düştüm yolla. Kafama takmıştım. Bugün camilerden illa birine girecektim. Gördüğüm cami minarelerinin izini sürüyordum. Baktım bir minare. Bildiğim camiymiş. Eski Cami. Önünde hoca Kuran okuyordu. Şöyle bir içine baktım. Hoca Kuran okumasaydı soru soracaktım. Vazgeçtim. Caminin yanıyla ara var. Şahmeran alanı. Hiç şahmeran efsanesini duydunuz mu? Ya da efsane mi? Göz atmanızı tavsiye ederim.
Aslında o alanı da gezecektim ama vazgeçtim.