''Size öyle bir yurt aldım ki ebediyen Türk'ün olacaktır'' - Sultan Alparslan
Normalde vizelerim finallerim için okutulan kitapları burada paylaşmıyorum. Ama bu kitabı herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm için ve bayılarak severek okuduğum için paylaşma kararı aldım.
Bu kitaba kadar belki ben de Malazgirt hakkında pek birşey bilmiyordum. Evet Anadolu'ya Türk kapılarının açılması evet büyük bir zafer. Ama ne biliyorsunuz tam olarak? Bunu sorguladığımızda aslında bir kaynağa ihtiyacınız olduğunu anlıyosunuz. ''Ülkemizde her sene 26 Ağustos günü geldiğinde Malazgirt savaşı ile ilgili övgü ve gurur dolu pek çok cümle sarf edilir. Televizyonlarda 8 -10 yıl önce çekilen belgesel veya konuşma programları tekrar tekrar ekrana getirilir. Devlet adamlarımız basmakalıp cümlelerle bugünün ne kadar anlı şanlı bir gün olduğundan dem vururlar. İlk, ortaöğretim okullarında ve üniversitelerde 26 Ağustos günü tatile denk geldiğinden hiçbir etkinlik ya da kutlama programı yapılamaz.'' demiş yazarımız. Çokta doğru söylemiş.. :)
Türkler asırlardır özgür ve fetihci bir millet olarak dünyayı dolaşmış, İslam dininin cihad anlayışı ile kendini tamamlamış yayılma hareketlerine hız katmıştır.
Bu sıralarda Malazgirt gibi önemli bir zafer aslında çok önemli sebepler doğurmuştur. Türkler Müslümalığın bayraktarlığını üstlenmiş artık siyasi lider haline gelmiştir. Anadolu kapıları Türklere açılmıştır. Ve bildiğiniz gibi Selçuklulardan sonra birçok Türk devletinin daha kurulmasıyla varlığımız günümüze kadar gelmiş.
Çok uzatmadan kitabı tanıtmaya başlayacağım.
''Bir tarafta Selçuklu Sultanı Alp Arslan diğer tarafta Bizans İmparatoru Romanos Diogenes ve dünya tarihini değiştiren bir savaş;
MALAZGİRT
Malazgirt Savaşı bugün üzerinde yaşadığımız vatanın bizlere kadar intikalini sağlayan en büyük ve en önemli adımdır. Haçlı seferleri'nin düzenlenme nedenidir. Bizans İmparatorluğu'nun yıkılmasının çok yakın bir gelecek olduğunu bildiren bir nişânedir. Malazgirt Zaferi, Anadolu coğrafyasının Türkleşme ve İslâmlaşma sürecine kapılarını açan büyük bir başarının adıdır. ''
Biliyorum yukarıda birçok kez kendi yorumumu kattım lâkin yine devam etme gereği duyuyorum yorumlarıma.
Günümüzde Malazgirt Zaferi'nin bilinmediği gibi pek gündeme gelmediği de söz konusu üstelik hakkında araştırma dahi yapılmıyor. Çoğu kez yanlış bilgiler doğrultusunda yapılan araştırmalar sunuluyor. Bu kitap bir nevi şu an gündemimizde Malazgirt Zaferi hakkında yanılsamalar veyahut tartışma söz konusu yapabilecek olayları tek taraflı değil bir çok kaynaktan yardım alarak anlatılmış ve bizlere sunulmuş.
Kitabı okurken Afşin beye olan hayranlığım artmış bulunmakta bunu saklayamayacağım :) AlpArslan'ın savaştan önce ki yaptığı tüyleri diken diken eden o müthiş konuşması, elinden ok ve yayı atarak kılıç ve topuzu alması - bizzat savaşa gireceğini savaşın getirdiği ölüm tehlikesinden korkmadığını gösterir- askerlerine büyük bir moral olmuştur.
Romanos Diogenes'e çok üzülmüştüm açıkcası. Vekil İmparator konumundayken başta fazla özgüvenle savaşı ilerletmiş ama yine özgüven yüzünden kaybetmiştir. Tabiki de kaybetmesinin tek sebebi özgüven fazlalığı değildir. Savaşın kaderini belirleyen iki önemli etkenlerden birisi uygulanan savaş taktiği, ''Sahte Ric-at'' diğeri ise, Selçuklu askerinin elinde ölüm makinesine dönüşen Ok ve Yay. Herneyse işte Romanos Diogenes tutsak edildiğinde Alparslan'ın önce ona kızması sonra onu çok güzel bir şekilde ağırlayıp serbest bırakması Alparslan'ın kendine aşık eden alçakgönüllü hareketlerinden biriydi diye düşünüyorum :)))
Yani uzun lafın kısası bu kitabı şiddetle tavsiye ediyor yanına bir de Ahmed Bin Mahmud'un Selçuknamesi'ni de ek kaynak olarak gösteriyorum.
Selametle^^