Karakterler
Yazar:Anladığım
kadarıyla Kahraman Tazeoğlu'nun kendisi. Okumak için İstanbul'a giden ve
arkasında Araz'ı bırakan, İstanbul'un çekimine giren kişi.
Araz:Yazarın sevgilisi. İstanbul’a
gidince yazar, uzun bir zaman sonra yanına gidiyor. Sevgilisinin yanına.
Murat:Yazarın en yakın arkadaşı.
*Murat ve Araz araba kazasında
ölüyor.
-Beni bir gün yakalayacağını
bildiğim gerçekten kaçmak ne kadar trajik. Öleceğini bilip hiç ölmeyecekmiş
gibi yaşamak.
-Olmadık insanlarla üç kuruşluk
sohbetlere oturuyor, tebessüm bile etmeyeceğimiz şeylere kahkaha atıyoruz.
-Yalnızlığa en büyük düşman senin
yokluğun. Varlığını inkar edecek bir yokluk, yokluğu yok sayacak bir varlık
yok. Ben seni unutmak için sevdim! Hatırlamak için nefret ettim. Seni beni
sevmek için unuttun. Nefret etmek için hatırladın.
-Söylenmemiş tüm sözcüklere
ağlarsın anacak.
-Bir adımda bir uçurum, bir
uçuruma en gizli yakınlığımı saklarım, taa ki sen seslenmekten, ben de
saklandığımdan gelene kadar…
-Yıllar bizden aldıklarını geri
vermemek üzere kaçıp giderken, yarını bile bile bulamamak umarsızlığıyla gün
için savaş vermek ne demekti?
-Seni düşünürken yıldızlara
sakınırdım umutlarımı.
-Söz ezmek için kullanılan bir
silah, arkadaşlar, yoldaşlar arasında bile.
-Sevdikçe korktum, korktukça daha
çok sevdim.
-Yanyana yürümenin yalnızlığı,
tesadüf karşılaşmaların yapaylığı vardı yollarda.
-Aşk kendini oraya yerleştirdi ve
şimdi gitti. O boşluk yeni bir aşk gelip oraya yerleşene kadar acıyla dolu
kalacak.
-…Ben geride bıraktıklarımı da
hep yanımda taşıdığım için sorun olmuyor…
-Yazar olmak duygularını satmak,
sır fahişeliği yapmak gibi geliyor.
-Aşk bir bilinç kaybı değil,
kaybın bir bilinçidir.
-İnsan kendini bulmamalı, hep
aramalı.
-Şimdi üç şey var; sen, ben ve
bir de “biz”… biz diyorum sana anlasana…
-Evet! Susmak birilerinin hep
konuşmaya mahkum etmekti. Ve en çok konuşan en fazla hata yapandı her zaman. En
çok susanın hep haklı kaldığı gibi…
-Seni Seviyorum, Çünkü; Bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin, Bir
ressamın fırçasından çıkmış gibi ... Ama alalade bir renk değil, Gökkuşağının
her tonunu gölgede bırakan bir renk ... ''
-Meğer susmak, insanın içiyle
konuşmasıymış. Geç fark ettim!
-Yitirdiğin her şeyde kazandığın bir şey var;
kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin.
Bu yüzden birileri hep ısınıp dururken dinmez
üşümelerin..!
Kitap hakkında düşüncelerim:
Bir Kahraman Tazeoğlu klasiği
daha. Aşk, ayrılık, kelimelerin kağıda dökümü, şiirler, mektuplar… Zaten bunlar
olmasa Kahraman Tazeoğlu, Kahraman Tazeoğlu olamaz. Olayı bu. İçine çekti beni.
Cümlelerinde kendimi buldum. Dışa vuramadığım gerçekleri yazmış sanki. Ama çok
kısa sürdü Araz. Keşke biraz da uzun sürebilseydi.
hiç okumadım bu yazarı. oku diyosun yaniii öle miiiii :)
YanıtlaSilOku mu diyomuşum, öylemiymiş. :):)
YanıtlaSilO zaman sen de okuyormuşsun. :)