25 Nisan 2015 Cumartesi

Sırat-ı Aşk

Çekim bana ait.
İnstagram: naziktpc
Öncelikle merhaba. Arayı bayağı uzattım ve bu sabah kendime dedim ki yazmaya devam etmelisin. O zaman kitap tanıtımlarına devam. :)
Kitap adı: Sırat-ı Aşk - Yaşanmış Aşk Öyküleri
Editör: Eda Bildek
Yayın: Lore

Eda Bildek'in editörlüğünü yaptığı bu kitapta bir çok yazar ismi geçmekte.
Başlıcaları:
İskender Pala
Tuna Kiremitçi
Bülent Gündoğan
İsmail Acarkan
Eda Bildek
Nurhayat Şuara
Nihal Işıker
Hazal Taş


Farklı yazarlar ve kendi üsluplarıyla anlatılan yaşanmış öyküler yer alıyor kitapta. Severek okuyacağınız ve altını çokça çizeceğiniz bir kitap. Başta çizmelere kıyamadıysam da çizilmemiş kitap mı, olur dedim ve çizmeye başladım.

Altı Çizilmiş Cümleler

Keşke yaşanmış bütün aşıkların karşılaştıkları zorluklarlı tek başıma ben göğüsleseydim. Böylece bütün aşıkların lezzetini ( azabını) ben tatsaydım da önceden de sonradan da onu benden gayrisi yaşamasaydı.

Sevilmek umuduyla sevmek beşeriyet, ama sevmeyi bir görev bilerek sevmek melekiyet demektir.

Gerçekten aşk karşılıklı oturmak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmak, güzel şeylerden bahsedip gülmek ve asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktır. Çünkü aşk bakmakla güzelleşir, konuşmakla zenginleşir, ama dokunmakla bozulur.

Çıplak ayaklarımın sonbahar yapraklarının kalbinde belirgözyaşlarını öptüğüm yerde kanıyordu mazi.

Aşığın kalbi ateşle beslenir.

Kanıyordum, yanıyordum, soluksuz kalıyordum. Kimseye söyleyemediklerimin yükünden olsa gerek bükülüyordum ve sonra sokuluyordum bu iki yüreğin hatırasına.

Şimdi inanıyor musun bana, ayrılığı yutkunuyorum.

Hep bizdik sevdaları yarım bırakan adamlar kervanının en kadim ismiydik güçlü kadınları sevince belki ürktük. 

O ki öznesi oldu ömrümün, eylemlerim ona yönelikti.

O vakit anladım aşkı sınayan kapılardan biri de şüpheydi, en çetiniydi. Teslim olacakken geri durduran, sevgiliyi yiyip bitiren şüphe.

Ayrılmak biraz da ölmektir.

Her şeyi birleştiren, herseyi birbirine bağlayan aşktı. 

İnsanların bilerek ya da bilmeyerek aşk zannettikleri durumların pek çoğu aşk değil beğeni, arzu, ihtiyaç ve tutkudur.

Aşk dumansız ateştir. Tutku ve arzu ise ısısı da ışığı da olmayan bir dumandır. Oysa insanın en büyük yanılgısı şu ki duman çıkan her yerde ateş olduğunu sanıyor.

Çünkü aşk dana bağlı değil sana rağmendir. Tutku va arzu ise sana göredir.

Aşk gelmezdi, aşka gidilir, aşk bir gidiş biçimiydi.

Seni öyle uzaktan, yasak bir özlemle, her an yeniden sevmek... Bütün zamanlara, bütün mekanlara, bütün insanlara o kadar meydan okuyup sonra kendime dönüp aciz bir korkak gibi yeniden ölmek... cesaret ve acziyet bu kadar iç içe olabilir mi?

Zamansız bir depremin ihtimalini hesaplıyordum sanki kaypak zeminli yüreğimle.

Benim boynu bükük rıhtımlarıma gel, gel ki kağıttan da olsa bir gemim olsun yarın adına.

Ama ben senin esirindim, özgürlüğüm senin gözlerine son kez baktığım anda bitmişti.

Ah! Aşkımın seni rahatsız etmemesi için herşeyi yapabilirim. Doğrusu, sana gizlice bakıyorum ve beni görmediğin zaman sana içtenlikle gülümsüyorum.

Ben den bu kadar. Aşkla kalın. :)

3 yorum:

  1. Hepsi çok güzeller ama kimlere ait bu sözler yazsaydın bende kartlarımda paylaşırdım zor değilse yazarsan sevinirim çok güzel bir paylaşım emeklerine sağlık..
    Bende bloguma fazla vakit ayıramıyorum ama eskimeyen dostlarımı unutmuyorum sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Uf bazen fuar geç başlasın, yeterince para biriktiriyim diyorum, bazen gelsin çabucak da kitap alıyim artık diyorum, uf yaaa, niye her yerde güzel güzel kitaplar paylaşıyolar ki, canım çekiyo =/

    YanıtlaSil
  3. güzele benziyor paylasım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil

Sevgili canlar, lütfen yorumlarınızı esirgemeyiniz. :) Hepiniz benim için değerlisiniz. Sizleri çok seviyorum. :)