27 Nisan 2015 Pazartesi

Elif Şafak / Aşk

Merhabalar;

Blog arkadaşım, yeni yoldaşım Nazik gibi ben de arayı biraz açmış bulunmaktaydım ama 
yeniden döndüm. 

Genellikle fantastik okumayı seven birisi olarak Aşk kitaplarından hep uzak durmuşumdur. 
Bir doğum günümde çok sevdiğim bir dostumun 'Hayatın boyunca karşılaşacağın her karakteri bu kitapta bulacaksın' demesinin ardından hediye olarak yollamasıyla Elif Şafak'ın Aşk adlı eserini okudum. 


Yazarın karakterini düşünce tarzını pek sevmediğimi belirtsem de bu kitabın hayatımda okuduğum en güzel kitap olduğunu söylemek istiyorum. Ne demişler sanatçıya değil eserine bakacaksın. 
Yine çok konuştum direk kitaba geçiyorum. 


Gerçek aşk ve İlahi aşkın mükemmel anlatıldığı duygu karması diyorum bu kitap için. 


Ana karakterimiz Ella 40 yaşında bir ev kadınıdır. Oldukca varlıklı ve dışarıdan problemsiz içeriden bin bir türlü sorunlu ve aşkın bittiği bir evliliği vardır. Üç çocuğu vardır. Ve monoton giden hayatı çocuklarını büyüttükten sonra bir işe girmesiyle değişir. Bir yayın evinde editor-asistanı olarak iş bulur; görevi A.Z. Zahara adında tanınmamış bir yazarın tasavvuf katkılı romanını değerlendirir. 
Kitap aslında sürekli geçiş yapar yani şöyle anlatmak gerekirse Ella'nın yaşantısı ile Zahara'nın kitabı arasında gelip gidiyorsunuz. Yıllardır Edebiyat derslerinde bize Mevlâna'yı anlatırlardı. 
Hayatını, eserlerini,yaşantısını.. 

Ama Ella'nın okuyup değerlendirmesi görev edinilen kitapta Mevlâna ve Şems'in dostluğu, arkadaşlığını daha doğrusu tüm manevi ilahi duyguları öyle güzel anlatmıştı ki hiç bitmesin istedim. Bazen aşk geç gelir. Ella'ya aşk öyle bir geliyor ki İlahi Aşkın gölgesinde sonsuz aşkına sahip oluyor. 

Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum :) 



Kitaptan alıntılar;

''Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. 
Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, 
mecazimi yoksa dünyevi semavi yada cismani mi diye sorma! 
Ayrımlar ayrımları doğurur. 
Aşkın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. ''




''Başlı başına bir dünyadır aşk.
 Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde.''




''Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriati. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu. Kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikayeler topladım. 
Üzerinden çok bahar geçti. 
Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy..

'Hamuş' derdi Mevlâna kendine. Yani suskun. Düşündün mü hiç, bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden muhteşem diziye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine Suskun adını verdiğini..?
Kâinatın da tıpkı bizim ki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var.
 Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradan'ın emaneti saklı bir
cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim
. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... 
Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.''


Selametle :) 

6 yorum:

  1. Benimde en beğendiğim romanlardandır Aşk. Hayatımı çok etkilemiştir. Elif Şafak ın başka hiç bir romanını da okumadım senin gibi düşündüğüm için yazar hakkında ama bu romana bayıldım

    YanıtlaSil
  2. Defalarca okunsa da kendinden bıktırmayacak bir şaheser olduğunu düşünüyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Ben hala bu kitabı okuyamayanlardanım :( yorumlar için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumadıysanız kesinlikle hatta şiddetle tavsiye ediyorum :)

      Sil
  4. Merhabalar bloğunuzu blog keşif etkinlğinde gördüm ve izlemeye aldım.Sizde benim bloğumu izlemeye alırsanız çok mutlu olurum :) Sevgiler
    http://kirmiziruganayakkabilarim.blogspot.com.tr/
    https://instagram.com/kirmiziruganayakkabilarim/

    YanıtlaSil
  5. merabaaaa yazın dönersin aramızaaaaa naziik :)

    YanıtlaSil

Sevgili canlar, lütfen yorumlarınızı esirgemeyiniz. :) Hepiniz benim için değerlisiniz. Sizleri çok seviyorum. :)