Yayınevi : Bilge Yayıncılık
Basim Tarihi: 2004
Sayfa Sayısı : 150
Arka Kapak
Her şey sahibinden öğrenilir. Aşkın hocası da aşıktır ancak. Pası kiri yakan kutsal alevi bulmuştu. Herkesi oraya, o kudsi ateşe davet etti Mevlana. Mecusiyi, Ermeniyi, tevbesini bin kerre bozanı, doğruyu ve eğriyi... Onlar oraya farklı libaslarda girdiler, bir olup çıktılar. Bütün bu insanlar kendilerini ayıran dillerini unuttular yeni ve ortak bir dil buldular. Üzüm demeyi yeniden öğrendiler.
Mevlana bir aş ustasıydı; kırk yumurtayı bir sahada kaynatıp tek yumurta etmenin sanatını elde etmişti. Bir ney gibiydi; kendinden boşalmış sahibinin soluğuyla dolmuştu. Bir beşer beşeriyetinden ne kadar sıyrılabilirse o kadar sıyrılmıştı kendisinden. Demirdi ama ateşte erimişti, şekerdi ama suda yok olmuştu. Tevazuyu topraktan öğrenmişti, cömertliği yağmurdan; insan seçmezliği güneşten bellemişti. Onun için rahmet gibi her tarlaya yağıyor, güneş gibi her bacadan giriyordu.. Biliyordu ki Tanrı katında alçak da birdi yüksek de; padişah da aynıydı kul da. O yüzden cümle cihana bir nazarla baktı.
Mevlana bir aş ustasıydı; kırk yumurtayı bir sahada kaynatıp tek yumurta etmenin sanatını elde etmişti. Bir ney gibiydi; kendinden boşalmış sahibinin soluğuyla dolmuştu. Bir beşer beşeriyetinden ne kadar sıyrılabilirse o kadar sıyrılmıştı kendisinden. Demirdi ama ateşte erimişti, şekerdi ama suda yok olmuştu. Tevazuyu topraktan öğrenmişti, cömertliği yağmurdan; insan seçmezliği güneşten bellemişti. Onun için rahmet gibi her tarlaya yağıyor, güneş gibi her bacadan giriyordu.. Biliyordu ki Tanrı katında alçak da birdi yüksek de; padişah da aynıydı kul da. O yüzden cümle cihana bir nazarla baktı.
Kitap Notlarım
Bu
dünyayı ayırmaya gelmedik, bölmeye gelmedik biz. Kırılanı onarmaya, böleni
ulamaya geldik.
Ellerde gecen kutlu kitabin yedi yüz
Yıldır yazarız bitmedi halar şerhi.
Gayeye giden iki yol vardır. Biri uzun biri kısa. Hangisini isterdin? Uzun olanı kitaplardan geçer, kısası sevgiden.
Ben Şems’ten hissetmeyi öğrendim a dostlar! Onu tanımadan önce, sokaktaki fakirler zemheri soğuklarında titrerken ben ocak başındaydım, samur kurk içindeydim. Kapımın önünde açlar dolaşırken, sofra başındaydım. Simdi bütün açlar doymadan doymaz oldum, bütün çıplaklar giyinmedikçe harlı alevlerin karşısında üşüyorum. Hissetmeye bilginin yük olduğunu ondan öğrendim. Şems yanmayı öğretti bana, pişmeyi öğretti.
Ahlaksız, ahlakin ve iffetin güzelliğini öğretir bize. Çirkin olmasaydı güzeli, düşkün olmasaydı iffeti nasıl fark ederdik biz. Bize güzeli gösteren çirkinlikte bu cihetle güzeldir.
Ben ölünce mezarımı toprakta arama. Bizim mezarımız inanan insanların gönüllerindedir.
Yarin kocayacak güzel değiliz biz. Biz ebedi genciz. Gönlümüz
rahat hoşuz, önümüze ön sonumuza son yok.
Örtü eskidiyse yıprandıysa, güzel ihtiyarlamadı ya! Ömür örtümüz fani, fakat biz uçsuz bucaksız
bir omuruz.
Sema kulun hakikate yönelip askla yücelmesini benliğini
terk edip Hak’ta yok olmasını ve olgunlaşarak tekrar kulluğa dönmesini temsil
ediyordu. Semazenin basındaki sikke mezar taşıydı, beyaz tennuresi kefen. Siyah
hırkayı çıkarmak, masivadan soyunmayı, manen hakikate ilerlemeyi gösteriyordu.
Sema baslarken elleri bağlı haliyle semazen, birliğin ve tevhidin tecessüm etmiş
haliydi. Semada, sağ elin dua edercesine göğe açık, sol elin yere donuk olması,
dervişin Hak’tan aldığı manevi ihsanı halka ulaştırmasıydı. O, sağdan sola,
kalbin etrafına dönerek, dünyadaki 72 milleti askla kucaklıyordu.
Bu ask kemaldir, kemaldir kemal
Bu akl, hayaldir, hayaldir, hayal
Bu yüz cemaldir, cemaldir, cemal
Nurdur, visaldir, visaldir, visal
Olum tatlı geliyor
bana bu yurttan göçüşüm kusun kafesi bırakıp uçması sanki.
Bahçeye konan kafesteki kus, gül bahçesini, ağaçları görür.
Kus o yeşilliği görürde ne bir şey yiyebilir ne sabrı kararı
kalır. Belki ayağındaki bağı çözülür diye, her delikten başını çıkarır durur. Gönlü
dışarıdadır, cani da o kafesi açıversen ne yapar.
Ana karnındaki çocuğa deseydi ki Dışarıda pek düzgün pek hoş
bir dünya var.
Enine boyuna geniş, kutlu yeryüzü var. Orada nice nimetler
nice sayısız yiyecekler var.
Dağlar, denizler, çöller, bağlar, Bahçeler, çayırlıklar, çimenlikler.
Çok yüksek ve ışıklarla dolu aydınlık bir gökyüzü, güneş,
ay, yıldızlar ve Süha yıldızı var, güneyden kuzeyden doğudan batıdan rüzgarlar
esiyor. Bağlar bahçeler gelinler gibi süslenmiş, sanki düğünler yapılıyor.
Dünyanın şaşılacak güzellikleri, acayip halleri dille anlatılamaz
ki… Sen ana rahminde, o karanlık yerde, sıkıntılar, mihnetler içindesin.
Ey çocuk! Sen o daracık işkence yerinde çarmıha gerilmiş,
kan emmektesin. Hapse düşmüşsün, pislikler eziyetler içindesin.
Çocuk kendi haline bakar, durumu gereği bir şikayette
bulunmaz ve söylenen bu sözleri inkar eder, bu haberler inanmazdı.
Bu söylenen sözler olmayacak şeylerdir. Siz çocuk kandırıyorsunuz,
beni aldatıyorsunuz derdi. Çünkü kor bir kimse de dünyanın bu kadar güzel, süslü
olduğundan habersizdir…..
Bizim medeniyetimiz ‘Hayatin manası nedir?’ sorusuna
‘Bilmiyorum’ diyen tek medeniyettir.
Ayni kitabi okusak bile herkes yine de kendi kitabini okumaktadır.
Ben yasadığım surece Kur’an bendesi ve Fahr-i Kainatin
yolunun tozuyum. Bana baksa bir söz atfeden olursa eğer, o sözden de onu söyleyenden
de şikayetçiyim.
Pergel gibiyiz biz. Bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı, diğer
ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşmadayız.
Kafire hor hakir bakmayın. Ola ki o da günü gelir İslam
olur Müslüman olarak olur.
Cisimler çok olduğu halde canin bir olusu gibi müminler de
pek çok ama imanları bir.
Hac zahiren bir binayı ziyarettir. Hac erlerinin haccı
ise, Rabbin hakiki hanesi olan kalp ziyaretidir.
insan görünüşüyle insan olsaydı eğer, Hz. Peygamber ile
Ebu Cehil’i bir saymak lazım gelirdi.
Dünyada ne diller var. Nice diller var, nice diller
Ama hepsinde de bir anlam bir,
Sen cani da bir bil, bedeni de,
Yalnız sayıda çoktur onlar alabildiğince
Hani su bademler gibi bademler gibi,
Sen kapıları testileri hele bir kir,
Sular nasıl bir yol tutar gider
Hele birliğe ulaş, hır guru savası bırak
Bak gör,
Can nasıl koşar bunu onlara iletir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sevgili canlar, lütfen yorumlarınızı esirgemeyiniz. :) Hepiniz benim için değerlisiniz. Sizleri çok seviyorum. :)